PANEL:8 MART'IN IŞIĞINDA TOPLUMSAL ŞİDDET VE KADIN CİNAYETLERİ
09.02.2012
3,935
Başlama ve Bitiş Tarihi
:
05.03.2012 - 05.03.2012
Türü
:
Sosyal
Yeri
:
Istanbul
Ücreti
:
Ücretsiz
Kontenjan
:
...
" Her gün ortalama 5 kadın öldürülüyor...
Kadınlar boşanmak istedikleri için, aşık oldukları için, güzel koktukları için ,yemeğin tuzunu az koydukları için ve daha pek çok bahaneyle en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Kadın cinayetlerini ancak kadınların bir araya gelerek yürüttükleri kararlı ve sürekli mücadelenin durdurabileceğini biliyoruz. Toplum vicdanında büyüyen bir yara olan kadın cinayetlerine karşı yürütülen mücadelede tüm kadınları buluşturabilmek çözüme ulaşma çabalarının önemli bir ayağı oldu.8 Mart dünya kadınlar günü yaklaşırken, varolduğunu bildiğimiz ama son yıllarda daha görünür olup artış gösteren, kadınlara yönelik her türlü şiddeti ve aile içi şiddeti kınayarak; şiddetin nedenlerini , kökenlerini konuşup; bu konuda farkındalık yaratmak dileğiyle az da olsa çorbada tuzumuz olsun istedik..."
İstanbul Dişhekimleri Odası Yönetim Kurulu
Yer: Yılmaz Manisalı Eğitim Merkezi Tarih: 5 Mart 2011
Saat:19:30 İkram 20:00 Toplantı
Konuşmacılar
Doç.Dr.Sevgi Uçan Çubukçu İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
İnci Aral
Öykü ve Roman Yazarı
Kadın ve erkek arasında yasal ve fiili eşitliğin gerçekleşmesinin kadına yönelik şiddeti önlemede önemli bir unsur olduğunu kabul ederek; Kadına yönelik şiddetin, erkekler ve kadınlar arasındaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinin tarihsel bir tezahürü olduğunu ve bu güç ilişkisinin erkekler tarafından kadınlar üzerinde tahakküm kurulmasına ve kadınlara yönelik ayrımcılık yapılmasına yol açtığını ve kadınların ilerlemelerinin önünde engel olduğunu kabul ederek; Cinsiyete dayalı şiddet gibi kadına yönelik şiddetin yapısal boyutunu ve bu şiddetin erkeklerle kıyaslandığında kadınları zorla ikincil bir konuma sokmanın çok önemli toplumsal mekanizmalarından biri olduğunu kabul ederek; Kadın ve kız çocuklarının çoğunlukla aile içi şiddet, cinsel istismar, tecavüz, zorla evlendirme, sözde “namus” adına işlenen suçlar ve cinsel organları dağlama gibi insan haklarını ciddi bir şekilde ihlal eden şiddetin pek çok boyutuna maruz kaldıklarını ve bu durumun kadın erkek eşitliğini sağlamanın önündeki en büyük engel olduğunu büyük endişeyle kabul ederek; Kadın ve kız çocuklarının cinsiyete dayalı şiddete maruz kalma riskinin erkeklerden daha fazla olduğunu kabul ederek; Aile içi şiddetin orantısız bir şekilde kadınları etkilediğini ve erkeklerin de aile içi şiddet mağduru olabileceğini kabul ederek; Çocukların aile içindeki şiddete tanık olmak da dâhil aile içi şiddet mağduru olduklarını kabul ederek; Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kalktığı bir toplum arzusuyla...
(Kaynak: Avrupa Konseyi Kadına Karşı ve Ev İçi Şiddetle Mücadele ve Bunun Önlenmesi Sözleşmesinden...)