Bileşeni olduğumuz İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu (İMOK), 7 Aralık Çarşamba günü Cumhuriyet Gazetesi’ni ziyarete ederek burada bir basın açıklaması yaptı.
İMOK’u oluşturan meslek odaları Başkan ve Yönetim Kurulu üyeleri saat 18.00’de Şişli Camii önünde buluşarak Cumhuriyet Gazetesi'ne yürüyüp gazete önünde toplanan diğer katılımcılarla birleşerek kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirdiler.
Odamız adına 16.Dönem Yönetim ve Denetleme Kurulu üyeleri, geçmiş dönem Oda yöneticileri ile çok sayıda dişhekiminin katıldığı basın açıklamasında meslek örgütlerinin yöneticileri birer konuşma yaptılar.
Odamız adına konuşan Başkan Prof.Dr. Turhan Atalay, Cumhuriyet Gazetesi’nin kurulduğu 1925 yılından bugüne kadar; demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkeleri, temel insan hak ve özgürlüklerini savunan gazetecilik anlayışından ve çizgisinden hiç ödün vermediğini hatırlatarak, 91 yıldır her dönemde korkusuz ve dosdoğru bir habercilikle halkını bilgilendiren ve son derece çağdaş bir gazetecilik anlayışıyla, her zaman bir başvuru kaynağı olduğunu ifade etti.
Atalay konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye’de son yıllarda görülen davaların büyük çoğunluğunda adaletin olmadığını, yalnızca kumpasların olduğunu ve binlerce suçsuz askerimizin ve vatandaşlarımızın yıllarca hapishanelerde suçsuz yere yattığı gerçeğini gördük. Cumhuriyet’e yapılan da böyle açık bir kumpastır.
Bizler İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu (İMOK) mensupları ve üyeleri olarak tutuklu olan Cumhuriyet çalışanlarının en kısa zamanda özgürlüklerine kavuşmalarını, bu tamamen hukuksuz ve haksız işkencenin sona ermesini istiyoruz. Ve sonuna kadar da Cumhuriyet Gazetesi’nin yanında duracağımızı belirtmek istiyoruz”
Konuşmaların ardında ortak basın açıklaması Dr.Hüseyin Demirdizen tarafından okundu.
Prof.Dr.Turhan Atalay'ın Konuşması
Değerli Başkanlar, İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu’nun (İMOK) Değerli Üyeleri, Değerli Dostlar,
Cumhuriyet Gazetesi kurulduğu 1925 yılından bugüne kadar; DEMOKRATİK, LAİK, SOSYAL HUKUK DEVLETİ İLKELERİ, TEMEL İNSAN HAK ve ÖZGÜRLÜKLERİNİ SAVUNAN GAZETECİLİK ANLAYIŞINDAN ve ÇİZGİSİNDEN hiç ödün vermeden tam 91 yıldır aralıksız yayınını sürdürmektedir.
Bu 91 yılın her döneminde korkusuz ve dosdoğru bir habercilikle halkını bilgilendiren ve son derece çağdaş bir gazetecilik anlayışıyla, her zaman bir başvuru kaynağı olmuştur. Her şeyden önemlisi de hiçbir dönemde yandaş gazetecilik yapmamıştır.
Bugüne kadar Cumhuriyet Gazetesi’nde çalışmış çalışan ve halen çalışmakta olan pek çok duayen gazeteci ve yazarlar (Burhan Felek, İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Emre Kongar, Orhan Erinç, Kadri Gürsel, Güray Öz, Orhan Bursalı gibi) Türk basınında, daha doğrusu özgür Türk basınında yazılar yazan yazarlara ve Türk basınına her zaman örnek olmuşlardır.
Bugün ise Hükümetin, medya üzerinde oluşturduğu ağır ve vahim boyutlardaki baskısını yaşadığımız bir dönem geçiriyoruz. Bu durum ülkemizin basın ve yayın özgürlüğü konusunda gittikçe çok daha geriye gittiğini göstermektedir. Bir ülkede basın ne kadar baskı altında ise ve basın özgürlüğünden ne kadar uzaklaştırılmışsa o ülke o kadar geriye gidiyor, çağdaşlıktan o kadar uzaklaşıyor demektir. Ve şu anda Türkiye’de basının durumu ne yazık ki böyledir, “İÇLER ACISI” durumdadır.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin raporuna göre ülkemizde bugün ve de 23 Kasım 2016 tarihi itibariyle 128 gazeteci halen tutukludur. Bu sayı Çin, İran ve Mısır’ın toplam tutuklu gazeteci sayısından daha fazladır. Bu dönemde ülke genelinde 170 yayın organı kapatılmıştır, 2500’ün üzerinde gazeteci ise işsiz kalmıştır.
İktidar hâlâ “BASIN ÖZGÜRDÜR” demektedir. Gerçekte ise durum sadece YANDAŞ basının özgür olduğudur.
Bugün ülkede iktidara övgüler düzen, AKP’yi, Saray’ı ve Sayın Cumhurbaşkanımızı metheden basın mensubu iseniz sonuna kadar özgürsünüz demektir. Hatta çeşitli yollarla ödüllendirilirsiniz.
Şu anda Cumhuriyet Gazetemizin yazarları ve vakıf yönetim kurulu üyeleri ve çalışanları olarak 10 gazetecimiz tam 33 gündür tutukludur. Bu duruma yapılan itiraz da 2 defa reddedilmiştir. Reddedilme gerekçesi ise esas olarak serbest kaldıkları takdirde yurt dışına kaçma ve ülkemiz aleyhine yazılar yazma tehlikesi olarak gösterilmiştir. Hakkında gözaltı kararı çıkarılan gazetenin İcra Kurulu Başkanı Av. Akın Atalay, gözaltı kararı alındığında hepimizin bildiği gibi yurt dışında iken yurda dönmüş, mahkemeye başvurarak “ben geldim” demiştir ve de tutuklanmıştır. Şimdi ise yurt dışına kaçma tehlikesi var gerekçesiyle tahliye talebi reddedilmektedir.
Türkiye’de son yıllarda görülen davaların büyük çoğunluğunda adaletin olmadığını, yalnızca kumpasların olduğunu ve binlerce suçsuz askerimizin ve vatandaşlarımızın yıllarca hapishanelerde suçsuz yere yattığı gerçeğini gördük. Cumhuriyet’e yapılan da böyle açık bir kumpastır.
Bizler İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu (İMOK) mensupları ve üyeleri olarak tutuklu olan Cumhuriyet çalışanlarının en kısa zamanda özgürlüklerine kavuşmalarını, bu tamamen hukuksuz ve haksız işkencenin sona ermesini istiyoruz. Ve sonuna kadar da Cumhuriyet Gazetesi’nin yanında duracağımızı belirtmek istiyoruz.
*************************
İMOK Adına Okunan Basın Metni
BASINI BASKILANMIŞ DEMOKRASİ OLMAZ!
Basının baskılandığı, gerçekleri ve görüşlerini, eleştirilerini halka yansıtamadığı bir ülkede demokrasinin varlığından bahsedilemez.
Vatandaşın, karşı karşıya bulunduğu sorunları sadece tek bir kaynaktan değil, bir çok kaynaktan ve farklı açılardan dinlemesi engellenmemelidir. Vatandaşın sadece iktidardan yansıtılan bilgilerle yetinmesini istemek onu yanıltmak anlamını taşır. Bu nedenlerle uygar ve demokratik ülkelerde basına uygulanan baskılara, kısıtlamalara, “şunu yazma, bunu basma” gibi zorlamalara, bu emirlere başeğmeyenlere verilen cezalara, basın organlarına kayyum atama girişimlerine, uygar ve demokratik ülkelerde asla rastlanmaz.
“Memleket sadece beni dinlesin, başka şey bilmesin!” düşüncesi, esasen yönetimin kulak kabarttığında çok yararlanacağı görüşleri de engellemekte, basının bu yöndeki eleştirilerinin de artmasına neden olmaktadır.
Bu ülkede 1860 yılında yayınlanmış ilk resmi olmayan Türkçe gazetenin, Tercüman-ı Ahval’ın birinci sayısında Şinasi, yazdığı önsözde şöyle demekteydi:
“Değil mi ki, bir toplulukta yaşayan halk bunca yasal görevlerle yükümlüdür; elbette ki söz ve yazı ile yurdunun çıkarları konusunda düşüncelerini bildirmeyi kazanılmış haklardan sayar. Eğer bu sav için kanıtlayıcı bir belge aranacak olursa, bilgi gücüyle zihni aydınlanmış uygar ulusların siyasi gazetelerini göstermek yeter.”
Bu satırların yazılmasından bir buçuk yüzyıl sonra bizim burada, yazarları, yöneticileri hapsedilmiş bir gazetenin bahçesinde basın hürriyetinin demokrasi için vazgeçilmez olduğundan bahsetmek zorunda olmamız çok acıdır.
Atatürk Türkiyesi ile beraber doğmuş , Atatürk Türkiyesi’nin kuruluş ilkelerine bugüne kadar destek olmuş Cumhuriyet Gazetesi’nin yönetici ve yazarlarının bir an önce görevlerine iade edilmelerini ve basının üzerindeki baskılara hemen son verilmesini bu ülkede demokrasinin yok olmaması için istiyoruz.
İSTANBUL BAROSU
İSTANBUL DİŞHEKİMLERİ ODASI
İSTANBUL ECZACI ODASI
İSTANBUL SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
İSTANBUL TABİP ODASI
İSTANBUL VETERİNER HEKİMLER ODASI
TMMOB İL KOORDİNASYON KURULU