Her şeyin belgesini isteyen Sağlık Bakanlığının oda kayıt belgesinden vazgeçip beyanla yetinmesi Danıştay’dan döndü.
Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik 23.12.2016 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmişti.
3.2.2015 tarihli asıl Yönetmelikte yapılan bu değişikliklerden bir kısmı mevcut yönetmeliğin anlaşılmazlıklarını düzeltmesi bakımından yerinde olmakla birlikte, temel sorunları düzelten bir yanı da yoktu.
Yönetmelik değişikliğinin çeşitli maddelerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Türk Dişhekimleri Birliği tarafından dava açılmıştı. Danıştay 15. Dairede görülen davada verilen karar ile Yönetmeliğin incelemeyle ilgili kurallarının eksikliği, denetimle ilgili kurallarının belirsizliği ve totem tabelaya izin veren kuralın açıkça hukuka aykırılığı sebebiyle yürütmenin durdurulmasına karar verildi. Bu Kararda ayrıca, ağız,diş ve çene cerrahları dışındaki dişhekimlerinin de gerektiğinde ADSM, tıp merkezi ve özel hastanelerin ameliyathane ve genel anestezi ünitelerini kullanabilecekleri; Yönetmelik kuralının bu şekilde anlaşılması gerektiği de belirtildi.
Yürütmenin durdurulması talebimizin kabul edilmediği hükümlerle ilgili olarak Türk Dişhekimleri Birliği’nin, yürütmesi durdurulan hükümlerle ilgili olarak Sağlık Bakanlığının Danıştay 15. Daire Kararına itirazı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından değerlendirilerek karar verildi.
İdari Dava Daireleri Kurulu Sağlık Bakanlığının bütün itirazlarını reddederken; Türk Dişhekimleri Birliği’nin, özel sağlık kuruluşlarının ortağı veya çalışanı dişhekimlerinden istenen belgeler arasında dişhekimleri odasına kayıtlı olduğuna dair belgenin aranmamasına ilişkin düzenlemeye itirazını aşağıdaki gerekçeyle kabul etti:
“Yönetmeliğin bu kısımlarında sağlık kuruluşunun açılması veya devri halinde yapılacak başvurularda istenecek belgeler sayılmış ve bu belgeler sayılırken, Yönetmeliğin ilk halinden farklı olarak diş hekiminin odaya kayıtlı olduğuna ilişkin belge aranmayarak, kayıtlı olunduğu yönünde beyan verilmesi yeterli görülmüştür.
Davacı tarafından, her ne kadar bu değişiklikle, diş hekiminin odaya kayıt olma yükümlülüğü kaldırılmıyor ise de; diş hekiminin üyeliğine ilişkin beyanla yetinilmesinin denetimi sağlayabilecek bir mekanizmanın da bulunmaması sebebiyle diş hekimleri odasının üyelerinin çalışmalarına ilişkin olarak bilgi sahibi olması imkanını ortadan kaldırdığını, önceki düzenlemede sağlık kuruluşu açılışında istenen belgelerin tamamı değişiklikle korunurken, sadece odaya kayıt belgesi istenmesinden vazgeçildiğini, bu durumun konuyla ilgili yargı kararlarına ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini iddia etmektedir.
Davalı idare tarafından ise; dava konusu değişiklik ile diş hekimliği odasına kayıt olma zorunluluğunun kaldırılmadığı, yalnızca kamu hizmetlerinde bürokrasinin azaltılması çerçevesinde beyanın yeterli görüldüğü, 29/06/2009 günlü, 2009/15169 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına istinaden 31/07/2009 günlü, 27305 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin başvuru sahibinden bilgi ve belge istenmesine ilişkin esaslar başlıklı 8.maddesinin de, idarenin hizmetlerini yerine getirirken başvuru sahibinden istediği bilgi ve belgelerle ilgili düzenlemelerin beyan esas alınacak şekilde hazırlanmasını zorunlu kıldığı, diğer taraftan odaya kayıt zorunluluğunun kanunla düzenlenmiş bir durum olup, diş hekimleri tarafından bağlayıcı olduğu, kanunen Bakanlıklarının işe başlayan ve işten ayrılan hekimleri tabip odasına bildirme yükümlülüğü olmadığı savunulmaktadır. (…)
Öte yandan her ne kadar idarece, beyanın yeterli görülmesinde amacın bürokrasinin azaltılması olduğu ve 31/07/2009 günlü, 27305 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 8.maddesinin idarenin hizmetlerini yerine getirirken başvuru sahibinden istediği bilgi ve belgelerle ilgili düzenlemelerin beyan esas alınacak şekilde hazırlanmasını zorunlu kıldığı savunulmuş ise de; Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 2009 yılında yürürlüğe girdiği, dava konusu değişikliğin ise 2016 yılında yapıldığı ve Yönetmelikte istenen belgelerden sadece odaya kayıt belgesinin istenmesinden vazgeçildiği görüldüğünden, bu savunmaların değişikliği haklı kılacak sebebler olarak görülemeyeceği açıktır.(…)
Açıklanan nedenlerle, Danıştay Onbeşinci Dairesince verilen 18/10/2017 günlü, E:2017/445 sayılı kararın; 03/02/2015 günlü, 9256 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin dava konusu Yönetmelikle değişik EK/1-a kısmının sekizinci, EK/1-b kısmının on birinci ve EK/1-c kısmının dokuzuncu satırında yer alan "diş hekimleri odasına kayıtlı olduğuna dair beyanları" ibaresi ve EK/1-ç kısmının dördüncü satırının (ç) bendine ilişkin kısmına yönelik davacı itirazının KABULÜNE ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27/2. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmiş olduğundan bu kısımlarının yürütmesinin durdurulmasına…” (Danıştay İDDK 29.1.2018 t.2017/1231 YD İtiraz)
Bu durumda, muayenehane de dahil olmak üzere bütün özel sağlık kuruluşlarının ortak ya da çalışanlarıyla ilgili kurucu bir işlem yapan Sağlık Bakanlığı’nın ilgili dişhekimlerinin odaya kayıtlı olduğuna ilişkin belgeyi araması şarttır.
Diğer yandan, 15. Daire kararıyla yürütmesi durdurulan inceleme ve denetimle ilgili kuralların, odaların da içinde yer alacağı kurullar oluşturacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerekli iken bu düzenleme halen yapılmış değildir.