İstanbul Dişhekimleri Odası “22 Kasım Dişhekimliği Günü”nü de içine alan Ağız ve Diş Sağlığı Haftası nedeniyle bugün Titanic City Hotel, Taksim’de bir basın toplantısı düzenledi. İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Kadir Öğüt ve Yönetim, Denetleme Kurulu üyelerinin hazır bulunduğu toplantıya; Türk Dişhekimleri Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Taner Yücel ile Merkez Yönetim Kurul üyeleri Tarık İşmen, Neşe Dursun İnceoğlu katıldı.
Basın toplantısında açılış konuşmasını yapan İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Kadir Öğüt son yıllarda sürdürülmekte olan sağlık politikaları nedeniyle dişhekimliği mesleğinin her geçen gün artan sorunlarını dile getirdi. Türkiye’de dişhekimliği hizmetlerinin ağırlıklı olarak özel muayenehaneler aracılığıyla verildiğinin altını çizen Öğüt, iktidarların muayenehanelere karşı sistemli bir şekilde yürüttüğü tasfiye işlemi nedeniyle dişhekimlerinin işsizlikle yüz yüze kaldığını söyledi.
Koruyucu hekimliğe önem verilmeli
Sağlık Bakanlığı tarafından Ağız ve Diş Sağlığı Merkezlerinin(ADSM) yoğun olarak açılmasıyla birlikte ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin sunumuyla ilgili süreci değerlendiren İstanbul Dişhekimleri Odası Genel Sekreteri Ayten Yıldırım da, kamunun ağız ve diş sağlığı hizmetlerini vermesini ve buralarda dişhekimi istihdam etmesini sosyal devlet anlayışına uygun bulmakla birlikte, Hükümet’in Türkiye’deki 12.000 muayenehanede hizmet veren 16500 dişhekimini de ne yapacağını planlaması gerektiğini söyledi.
Ayten Yıldırım konuşmasında Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan 2010-2014 yılları arasındaki stratejik planına da değindi. Sağlık Bakanlığının stratejik planında “Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinde koruyucu hekimlik uygulamalarının toplumun geniş kesimine ulaşmasını sağlamak ve tedavi edici dişhekimliğine olan ihtiyacın azaltılmasını” hedeflediğini ancak Bakanlığın açtığı ADSM’lerde önceliği koruyucu ağız ve diş sağlığı hizmetlerine değil tedavi edici hekimliğe verdiğine dikkat çekti. Şimdiye kadar bu konuda yapılmış olan bütün bilimsel çalışmalar salt tedavi yaparak toplumun ağız ve diş sağlığını iyileştirmenin mümkün olmadığı belirten Yıldırım, “Doğru olan anne karnından başlayarak uygulanması gereken koruyucular uygulamalar ve önleyici tedavilerle çürüksüz ve eksiksiz bir ağız için mücadele etmektir yoksa yapılan iş; ‘bataklığı kurutmak değil, sivrisinekleri öldürmek’ anlamına gelir ki bu da tam anlamı ile ülke kaynaklarının heba edilmesidir dedi.
Ayten Yıldırım ayrıca “Devletin mutlaka sağlık hizmeti sunumu ve finansmanında sosyal devlet anlayışını sürdürmesini, bu bağlamda kamunun ADSM açma ve diş hekimi istihdam etme politikasının doğru olduğunu ancak özel muayenelerin de kamu hizmeti verdiği yadsımadan ADSM’lerin planlanmasının ve istihdamının özel muayenehaneleri yok etme üzerine değil, ülke kaynaklarını verimli kullanmak üzere özel muayenehanelerin sistem dışında tutulmadan kamu ve özel sağlık hizmet sunumunun bir arada birbirini tamamlayan bir anlayışa göre kurgulanması sağlanmalıdır” dedi.
Kamu tarafından açılan ADSM’lerin sağlık giderleri payındaki artışa da dikkat çeken Yıldırım, Sağlık Bakanlığı’nın kamunun muayenehanelerden hizmet alımını maliyet gerekçesiyle gündeme almamasını gerçekçi bulmadığını da belirtti.
Sağlık ağızdan başlar
Ağız ve diş sağlığının genel sağlığın bir parçası olduğunu hatırlatan Türk Dişhekimleri Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Taner Yücel de bugüne kadar koruyucu programlara önem verilmediğini söyledi. Halkın ağız diş sağlığı hizmetlerine ulaşılmasını kolaylaştıren, sürdürülebilir sistemin uygulanamaması sonucunda toplumun ağız diş sağlığı sorunlarının yakıcı boyutlara ulaştığının altını çizdi.
“Ağız ve diş sağlığı hizmetleri sunumunda kamu ve muayenehane ayrımı yapmak haksızlıktır” diyen Prof. Dr. Yücel, ADSM’ler ve diğer resmi sağlık kuruluşlarında çalışan dişhekimlerinin yanlış uygulanan performans sistemi ile günde 10-15 hastaya bakılması gerekirken, bu sayının 30-40’lara ulaştığını bunun da hem çalışan dişhekimini zorladığını hem de yapılan işin kalitesini etkilediğini belirtti.
Prof. Dr. Yücel, ağız diş sağlığı hizmetlerini sadece kamu yoluyla karşılama politikasının toplumun dişhekimliği hizmetlerine erişimini ve mesleklerini serbest olarak yapan dişhekimlerinin yaşam koşullarını zorlaştırdığını söyledi.
Türk Dişhekimleri Birliği’nin halkın ağız diş sağlığı ve mesleğin sorunları ve çözümleri konusunda yeterli bilgi birikimine sahip olduğunu da belirten Yücel, “Ulusal ağız diş politikalarının oluşmasında katkı yapmaya hazırız” diye konuştu.
Basın açıklaması için tıklayınız.