Sürü bağışıklığı, toplumdaki bireylerin önemli bir kısmının hastalığa karşı bağışık olması anlamına gelmektedir. Böylece, kişilerin hastalarla karşılaşma olanağı azalacak ve hastalığın yaygınlığı düşecektir.
Toplumda, sürü bağışıklığının oluşmasında, kaç kişinin bağışık olması gerektiği hesaplanabilmektedir. Bu hesaplamalarda önemli noktalardan biri de, hasta bir kişinin virusü kaç kişiye bulaştırabileceğidir. Covid -19 da bu değer 2-3 arasındadır. Sıkışık bir ortamda bulunmak, sosyal mesafeye uymamak, maske kullanmamak gibi faktörler bu sayıyı daha da yükseltebilir. Covid-19 da sürü bağışıklığının oluşması için, üç kişiden ikisinin bağışık olması gerektiği tahmin edilmektedir.
Dünyada 38 milyondan fazla kişinin hastalığa yakalandığı ve 1 milyondan fazla ölümün olduğu bilinmektedir. Dünya Sağlık Örgütü ise hastalığın 750 milyon kişiye bulaştığını tahmin etmektedir. Genellikle, temaslı kişi taraması üzerinde durulmakta olup, corona pozitiflerin yaygınlığı ile ilgili pek fazla çalışma yapılmamıştır. Bu nedenle, ilgili konuda araştırmaya dayalı fazla bir bilgimiz bulunmamaktadır. Bu durum ülkemiz için de geçerliliğini korumaktadır. Eğer Dünya sağlık Örgütünün tahminleri doğru ise, sürü bağışıklığının oluşması için 1-2 yıllık bir süreye ihtiyaç olduğu öngörülmektedir.
Sürü bağışıklığının oluşmasında en önemli uygulamalardan biri aşılardır. Covid-19 ile ilgili olarak henüz aşı çalışmalarının tamamlanmamış olması, bu konudaki zorluklardan biridir. Bunun yanı sıra hastalığın geçirilmesinden sonra, bağışıklığın ne kadar süre için geçerli olduğu da tartışmalıdır.
Covid-19’da, sürü bağışıklığını beklemek, son derece ciddi sorunlarla karşılaşmamıza yol açabilir. Öncelikle, alınması gereken önlemlerde bir gevşeme söz konusu olabilir ki bu da hastalığın artışına yol açar. Hastalığa yakalananlardaki artış, sağlık hizmetlerinin taşıyamayacağı boyutlara ulaşabilir. Üstelik bu durum, sağlık personelinin risklerini de artırır. Hastalığın yaygınlığının devam etmesi, sosyal ve eğitim alanlarında da sıkıntılara neden olacaktır. Konunun ekonomik boyutları da, ülke ekonomilerini zorlamaya başlar ve birey ile toplum üzerinde pek çok olumsuz etkiye yol açar. Bunun yanı sıra hastalığın pek çok kişide ağır geçtiği ve ölümle sonuçlandığını da dikkate alırsak, sürü bağışıklığı yaklaşımını benimsemek etik açıdan da pek makul görünmemektedir.