Kadıköy sokaklarında sanata, tarihe, insana ve hayata dair bir yolculuk
Güneşli güzel bir pazar günü Düş Patikası turu ile Hakkı Kaya Ocakaça’nın rehberliğinde Kadıköy -Moda turumuza saat 10.00 da Haldun Taner Sahnesi önünden başladık.
Binanın geçmişine küçük bir yolculuk yaptık. Haldun Taner Sahnesi’nin meyve-sebze hali olarak başlayan hikâyesinde itfaiye binası ve son olarak bugünkü halini alma sürecini dinledik. Ardından Haydarpaşa Garı’na geldi sıra. Bitmeyen tadilatlar, talihsizlikler eşliğinde binanın son halini değerlendirdik. Devamında Beşiktaş İskelesi’ni ve Şehremaneti binasını gördük.
Ermeni Kilisesi olan Surp Takavor Kilisesi’nin ardından sonra durağımız Eufemi Kilisesi oldu. Pazar günü saat 12.00’ye kadar bu kiliseye girme izni oluğu için hemen girip ayinin kısa bir bölümüne katıldık.
Sonrasında ünlü şair Nazım Hikmet’in evinin bugünkü yürek burkan halini gördük. Nazım’ın Türkiye’den kaçarken yaşadığı son yer olan bu evi gördükten sonra, ünlü şairlerimiz Fazıl Hüznü Dağlarca ve Cemal Süreya’nın evlerini de ziyaret ettik. Moda’ya doğru giderken Eski Rum ve Ermeni evleri eşlik etti bizlere. Özellikle ahşap evler dikkatimizi çekti. Bazıları gerçekten çok iyi tadilat yapılarak günümüze kadar dimdik ayakta kalırken bazıları da kaderlerine terkedilmiş yaşlı yorgun görüntüleriyle sokağın tarihine tanıklık ettiklerini söyler gibiydiler. Oradan yolumuza devam edip Bahariye Caddesi üzerindeki Süreyya Sineması’na gittik. Sanat Sokağı, Aya Triada Kilisesi, Sarıca Köşkü, Aya Katerina Ayazması’nı gördük. Pek çok filmin çekildiği bir dönem Kadıköy Kız Lisesi olarak da kullanılan Mahmut Muhtar Paşa Köşkü’nde soluklanıp merdivenlerinde toplu fotoğraf çektirdik. Türkiye’de ilk kalorifer tesisatı bu köşkte kullanıldığını, Sabancı Müzesi’nde yer alan ünlü at heykelinin bu konağın bahçesinden gittiğini öğrendik. Barış Manço Müzesi, nostaljik tramvay, Moda Asemsen Kilisesi’ni (L’Assemtion) gördük. Ve turumuzu Kadıköy ün meşhur Boğa Heykelinde tamamladık.
Sahilde gezmeden, martılarla fotoğraf çektirmeden, tarihi sokaklarında gezmeden, Cemal Süreya, Nazım Hikmet ve Barış Manço’yu anmadan, Moda’da çay içmeden dönmedik. Katılan tüm meslektaşlarımıza bu keyifli pazar günü için teşekkür ederiz.