Kadim Uygarlıkların Peşinde Bir Gezi
İDO Sosyal Komisyonu’nun ve Düş Patikası rehberliğinde 21-24 Mart 2022 tarihlerinde gerçekleştirdiği Mardin gezisi bölgenin zengin kültürel yapısına da bir yolculuk oldu aynı zamanda.
Zarif ve etkileyici bir şehrin öyküsü eşliğinde, çağlar boyunca pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış topraklarda unutulmaz bir dört gün geçirdik.
Yoğun turumuza Diyarbakır’da güzel bir kahvaltıyla başladık. Dört Ayaklı Minare, Ulucami ve sonrasında Şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın müze olan evini görüp dünyanın en uzun ayakta kalmış olan surlarını, Mardin Kapı ve Keçi Burcunu ziyaret ettik. Keyif kahvelerimizi Dicle kenarında 10 Gözlü Köprü’yü seyrederek içtik, Kırklar Düzü ve Hevsel Bahçelerini görmeden geçmedik. Atatürk köşkü son durağımız oldu. Diyarbakır’dan gördüklerimiz aklımızda akıp dururken Mardin yolu üzerinde bulunan Zerzevan Kalesine hareket ederek tarihi Asurlulara kadar dayanan ve Doğu Roma döneminde uç karakol olarak kullanılan kaleyi ve içindeki Mithras tapınağını gezdik.
İkinci günümüz Mardin’de. Taşların hayat bulduğu bu şehirde, Mezopotamya’nın uçsuz bucaksız düzlüklerine bakmaya doyamadığımız yolculuğumuzda; Kırklar Kilisesi, Mardin Müzesi, Cumhuriyet meydanı, Meryem Ana Kilisesi, Protestan Kilisesi, Şeyh Çabuk Cami, Latifiye Cami, Cumbalı Ev, Ulucami, Tarihi Çarşılar (Marangozlar, Bakırcılar, Kuyumcular vb) Kız Meslek Lisesi kapısı, Zinciriye Medresesi, Şehidiye Cami, Eski PTT Binası, Sabancı Müzesi, Sitti Radviye Medresesi’ni gördük ve her birinde ayrı büyülendik diyebiliriz. İkinci günümüz Artuklu döneminde inşaatına başlanıp Akkoyunlu döneminde bitirilen ve şehrin önemli anıt eserlerinden Kasımiye Medresesi’nin gezmemizin ardından biterken otelimize gezdiğimiz her sokağa kalbimizi bırakarak döndük.
Gezimizin üçüncü günü ise bir başka büyülü şehir olan Midyat’ta geçti. Midyat’ta Mor Gabriel Manastırı'nı ziyaret etikten sonra merkezde Süryani Ustaların emeğinin simgesi Midyat Evleri’ni, Midyat'ın en güzel evlerinden Devlet Konuk Evi'ni ve Midyat Çarşılarını gördük. Ve günümüzü dünyanın en iyi 10 aşçısı arasına girmiş olan Mardinli Ebru Baybara Demir'in işlettiği, mimar Lole'nin eserlerinden biri olan ve Suriye ovasına bakan Mardin'in en güzel konaklarından dünyaca ünlü Cercis Murat Konağı’nda taçlandırdık.
Son günümüzde; eski bir güneş tapınağının üstüne kurulmuş ve bir zamanlar Dünya Süryanilerinin Patriklik merkezi olan Deyrulzafaran Manastırı’nı ziyaretiyle başladık güne. Ardından Dara'ya geçerek eski çağlarda Mezopotamya'nın önemli yerleşimlerinden biri ve İpek Yolu üzerinde Doğu Roma döneminde askeri bir garnizon olan Dara / Anastasiopolis antik kentini gezdik. Gördüklerimizin ihtişamını konuşarak döndüğümüz gezimize katılan tüm meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz.