Hizmet Satın Alın(ma)ması
İstanbul Dişhekimleri Odasıkurulduğu günden bu yana, toplumun ve bireyin ağız diş sağlığının iyileştirilmesinde ve nitelikli dişhekimliği hizmeti verilmesinde Bilimsel temelli, koruyucu ağız diş sağlığı politikalarının oluşturulmasını ve hayata geçirilmesini savunmaktadır.”
Hem kamunun hem de özelin tekelleşme eğilimi, muayenehanelerinde serbest çalışan meslektaşlarımızın kendi kendini yöneten bir meslek grubu olmaktan çıkma tehlikesini her geçen gün arttırmaktadır.
Türk Dişhekimleri Birliği ve Odamız, kamu ya da özel hizmet sunumunda tekelleşmeye yol açan emeğimizi değersizleştiren politikalar yerine,
ağız diş sağlığı politikalarını savunmaktadır.
Meslek örgütlerinin bugün içinde bulunduğu koşulları siyasi iktidarın politikaları ne yazık ki olumsuz etkilemektedir. Ülkemizde ağız diş sağlığının genel sağlığın ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeği göz ardı edilerek günümüze kadar ulusal bir ağız-diş sağlığı politikası oluşturulamamıştır.
Ne yazık ki siyasi iktidar hala, 74 milyon ülke nüfusunun ağız diş sağlığı hizmetlerini sadece kamudan faydalandırmak konusundaki ısrarlı tutumunu sürdürmektedir. Diğer yandan ülkemizin dört bir yanında muayenehanelerinde hizmet vermeyi bekleyen dişhekimlerinin mağduriyetine yol açan adaletsiz durum devam etmektedir.
Hizmet alımı konusundaki bir başka yanlış da kamuoyunun net bir biçimde bilgilendirilmesi yerine, hizmet alınacakmış gibi medyada yer alan yanlış haberlere kayıtsız kalınmasıdır.
En son 9 Kasım 2011 tarihinde yayınlanan Sağlık Uygulama Tebliği ile de aynı yanlışlık sürdürülerek “hastaların doğrudan dişhekimine gidebilecekleri” yönündeki haberler yazılı ve görsel basında yer almaktadır. Buna karşılık Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan ne yazık ki şimdiye kadar yanlış haberi düzeltmeye yönelik bir açıklama gelmemiştir.
Bazı basın yayın organlarında yayınlanan haberlerin aksine Tebliğde sadece Ortodonti sevkleri konusunda bir değişiklik söz konusudur. Tebliğe;
“(5) Özel sağlık hizmeti sunucuları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık hizmeti sunucuları diş ünitelerindeki ağız ve diş sağlığı hizmetlerine ilişkin tedavi giderlerinin finansmanının Kurumca karşılanmasında SUT eki Ek-7/B’de yer alan usul ve esaslar dikkate alınır.” fıkrası eklenmiştir.
Tebliğe göre sevklerde;
1.% 40 ve üzerinde özürlü kişiler hariç olmak üzere kapsamdaki kişilerin özel sağlık hizmeti sunucuları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık hizmeti sunucularındaki diş ünitelerinde yapılan diş tedavilerinin ödenebilmesi için; Sağlık Bakanlığına bağlı ağız ve diş sağlığı merkezleri (ADSM), ağız ve diş sağlığı hastaneleri, ağız ve diş sağlığı eğitim ve araştırma hastaneleri tarafından tedavinin sağlanamaması nedeniyle sevk edilmiş olmaları,
2.% 40 ve üzerinde özürlü kişilerin özel sağlık hizmeti sunucuları ile Kurumla sözleşmesi olmayan resmi sağlık hizmeti sunucularındaki diş ünitelerinde yapılan diş tedavilerinin ödenebilmesi için özürlülük durumunu belgelendirmek kaydıyla müracaat ettikleri Kurumla sözleşmeli ağız ve diş sağlığı hizmeti verilen sağlık hizmeti sunucularında tedavilerinin sağlanamaması nedeniyle sevk edilmiş olmaları,
Zorunluluğu eskiden olduğu gibi devam etmektedir.
Ortodontik tedavi gereksinimi olan hastalar için ise sevk koşulu yerine; bundan böyle Sağlık Bakanlığı’na bağlı ağız ve diş sağlığı merkezleri (ADSM), ağız ve diş sağlığı hastaneleri, ağız ve diş sağlığı eğitim ve araştırma hastaneleri veya üniversitelerin diş hekimliği fakültelerince en az bir ortodonti uzmanının/ortodonti konusunda doktoraya sahip dişhekiminin yer aldığı üç dişhekimi tarafından sağlık kurulu raporu düzenlenmesi gerekecektir.
Tedavinin başlanacağı il sınırları içerisinde, ortodonti uzmanının/ortodonti konusunda doktoraya sahip dişhekiminin bulunmaması halinde sağlık kurulu üç dişhekiminden oluşabilecek, Sağlık kurulu raporunda yapılan tedavinin estetik amaçlı olmadığı ve maloklüzyon tipi açıkça belirtilecektir. Hastaların tedavisine Sağlık kurulu raporunun düzenlendiği tarihten itibaren 6 ay içinde başlanılması gerekmektedir.
Tebliğe göre ödemelerde;
Ortodontik tedaviler dışındaki ağız ve diş sağlığı hizmet bedellerinin, SGK tarafından hastalara yapılacak ödemelerinde Türk Dişhekimleri Birliği’ne ait “Ağız Diş Sağlığı Muayene ve Tedavi Ücretleri Rehber Tarifesi’’nde yer alan fiyatlar tavan olarak kabul edilmekle birlikte, fatura tutarı esas alınacak ancak ödeme tutarı; tedavinin yapıldığı ilde o işlem için fatura edilen en düşük fatura tutarını geçemeyecektir. En düşük tutarın SUT eki Ek-7 de yer alan tutardan az olması halinde bu tutar en düşük tutar hesabında dikkate alınmayacaktır.
Ortodontik tedavilerde kişilere ait faturaların ödemeleri SUT eki Ek-7/B-2’de yer alan formlar üzerinden üç aşamada yapılacak, her bir aşama tamamlandığında tedavi bedelinin 1/3 tutarı ödenecektir.
Sağlık Uygulama Tebliği eki Ek-7 Listesinde (*) işaretli olan tedaviler ile 7.1 başlıklı bölümde yer alan tedavilere ait giderlerin karşılanabilmesi için, tedavinin konularında uzman veya doktoralı diş hekimleri tarafından yapıldığının belgelendirilmesi gerekmektedir.
Tebliğde 15/10/2012 tarihinden önce alınan sevke istinaden uygulanan ortodontik ve diğer tedaviler 2010/41 nolu Genelgeye göre sonuçlandırılacağına yer verilmiştir.
Basında yer alan ve hangi kaynaktan olduğu bilinmeyen bu haberlerin, hiç şüphesiz meslektaşlarımıza ve hastalarımıza zarar vermekten başka bir şeye hizmet etmediği kesindir. Hastaların kısa sürede hizmet alımına gidileceği ümidiyle tedavilerini ertelememelerini, aksi halde telafisi mümkün olmayacak kayıplarla karşılaşacaklarını belirtmek istiyoruz. Bu durum aynı zamanda kamu maliyesine de olumsuz etki yapacak ve tedavi giderleri yükselecektir.
İstanbul Dişhekimleri Odası, sağlık hizmetlerinin verilmesinde nitelikli ve sürdürülebilir bir hizmet modelini savunmaktadır. Bu hizmet modelinde dişhekiminin sahip olması gereken temel 3 unsur bulunmaktadır. Birincisi teşhis serbestliği; ikincisi hekimin tedavi serbestliği; üçüncüsü de hastaların güven temelli hekim seçme özgürlüğüdür.
İster kamuda çalışsın, ister özelde; dişhekimine teşhis ve tedavisinde bağımsız ve sadece bilimsel temelli karar verme yetkisi tanınıyor ve bir kısıtlama getirilmiyorsa; ancak o zaman halkımızın sürdürülebilir ve nitelikli bir hizmet modeline kavuşabileceğinden söz edilebilir.
İSTANBUL DİŞHEKİMLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU