Mançalı Şövalye adlı iki perdelik müzikal önerisi için İstanbul Devlet Opera Ve Balesi'ne teşekkür ederiz.
Meslektaşlarımızın müzikali izlemek için İstanbul Dişhekimleri Odası üyesi olduğunu belirtmesi yeterlidir.
İyi seyirler dileriz...
İstanbul Dişhekimleri Odası Yönetim Kurulu
1. Perde
16.yüzyılın sonları. Başarısız yazar-asker-aktör ve vergi tahsildarı Miguel de Cervantes, İspanyol Engizisyonu tarafından uşağı ile birlikte zindana atılır. Manastırı icraya vermekle suçlanmaktadırlar. Her ikisi de tüm eşyalarını alarak zindana gelirler. Burada beraber kaldıkları diğer mahkumların saldırısına uğrarlar ve hemen oracıkta mahkumlar sahte bir duruşma tertiplerler. Eğer Cervantes suçlu bulunursa, tüm varlığını teslim etmek zorunda kalacaktır. Cervantes buna razı olur ancak mahkumların alelacele yakmak istediği o çok değerli el yazması metinlerini vermek istemez. Buna karşılık bir savunma önerisinde bulunur: Bu savunma, kendisinin ve tüm mahkumların rol alacağı bir oyun olacaktır. Cervantes valizinden makyaj malzemelerini çıkarır ve uşağı da ona kostümünü giydirir. Kısa bir süre içinde Cervantes, şövalyelikle ilgili çok fazla kitap okumuş, adaletsizlik üzerine aşırı düşünmekten çıldırmış ve gezgin bir şövalye olarak hayatını sürdürmeye karar vermiş yaşlı bir beyefendi olan Alonso Quijana'yı anlatarak Don Kişot rolüne dönüşür. Quijana kendisine Mançalı Don Kişot ismini takar ve uşağı Sanço Panza ile birlikte maceralara atılmak üzere yola çıkarlar. Don Kişot kendisinin en ölümcül düşmanı olan 'Büyücü' lakaplı sihirbaz tarafından her an saldırıya uğrama tehlikesi altında olduklarını belirterek Sanço Panza'yı uyarır. O sırada bir yel değirmeni görür. Hızla dönen değirmeni dört kollu bir dev olarak algılayan Don Kişot ona saldırır ve karşılığında pataklanır. Neden yenilgiye uğradığını bildiğini zanneder---çünkü yeterince bir şövalye gibi davranamamıştır. Uzaklara bakar ve bir şato gördüğünü sanır. (Aslında gördüğü şey yol kenarında bulunan bir handır) Sanço'ya boruyu öttürerek gelişlerini bildirmesini söyler ve ardından ikili hana girer. Cervantes, handa hizmetçi olarak çalışan ve aynı zamanda fahişelik yapan Aldonza ve ona yatma teklifinde bulunan katırcılar grubunun rollerini üstlenmeleri için mahkumlarla konuşur ve roller paylaştırılır. Aldonza alaycı bir lisanla herkesi yanından uzaklaştırır ve sonunda parayı peşin olarak verdiği için grubun lideri Pedro'yu seçer. Don Kişot, Sanço ile birlikte gelir. Bir cüce tarafından gelişi ilan edilmediği için keyifsizdir. Hancı onlara candan bir tavırla yaklaşır ve Don Kişot'u neşelendirir. Ancak Don Kişot'un gözü Aldonza'ya ilişir ve onun ömür boyu bağlılık yemini ettiği kendi hanımı Dulcinea olduğuna inanır. Örselenmeye alışmış Aldonza, Don Kişot'un kibar ve garip davranışları karşısında ilk önce şaşırır, daha sonra sıkılır. Bu esnada Antonia ,Alonso Quihana'nın yanında çalışan kadın kahya ile birlikte akıl almak için rahibe (Padre) giderler. Ancak rahip iki kadının niyetini hemen anlar. Şövalye'nin sağlığından çok, onun deliliğinden doğabilecek utanç verici olayları düşünmektedirler. Cervantes, Antonia'nın nişanlısı Dr.Sanson Carrasco'yu oynaması için mahkumlardan 'Dük' lakaplı mahkumu seçer. Bu mahkum, aynı Carrasco karakteri gibi ben-merkezci ve olumsuz bir kişiliğe sahiptir. Carrasco muhtemel yeni ailesi içinde böyle deli bir adamın bulunmasından dolayı rahatsızdır ve rahiple birlikte Alonso Quihana'yı tedavi ettikten sonra eve getirmeyi kararlaştırırlar. Handa Sanço, Aldonza'ya Don Kişot'tan yazılı bir mesaj getirir. Bu mesajda Don Kişot Aldonza'ya kur yapmakta ve kendisinden bir işaret beklemektedir. Aldonza Sanço'ya eski bir çamaşır bezi fırlatır, ancak Don Kişot için bu çamaşır bezi ipek bir eşarptır. Avluda katırcılar imalı bir şekilde gene Aldonza'ya sataşırlar. Rahip ve Dr.Carrasco gelirler, ancak Don Kişot'u ikna edemezler. Don Kişot birden kafasının traşlı kısmını güneşten korumak amacıyla başına çanak geçiren berberi gösterir. Ardından kılıcını ona doğru yönelterek berberin başından çanağı alır. Çünkü çanağı, Mambrino'nun mucizevi Altın Miğfer'i olarak görmektedir ve ona sahip olmak kendisini yenilmez yapacaktır. Dr.Carrasco, rahiple birlikte oradan ayrılır. Rahip Don Kişot'un hayat görüşünden oldukça etkilenmiştir ve onu tedavi etmenin ne kadar gerekli olduğunu sorgular O sırada Don Kişot, hancıdan kendisini şövalye yapmasını ister. Hancı kabul eder, ancak ilk önce Don Kişot bütün gece zırhıyla nöbet tutmak zorundadır. Don Kişot nöbet için kendisini kiliseye götürmesini ister. Hancı hemen bir bahane uydurur ve kilisenin onarımda olduğunu söyler. Bu üzerine Don Kişot nöbeti avluda tutmaya karar verir ve öyle de yapar. Aldonza, Pedro ile olan randevusuna giderken Don Kişot ile karşılaşır. Don Kişot kendisine kibarca neden öyle davrandığını açıklar. Pedro gelir, bekletildiği için son derece kızgındır ve Aldonza'yı tokatlar. Öfkelenen Don Kişot, ona ve tüm katırcılara meydan okur ve onları kavgaya davet eder. Don Kişot'un hiç dövüş becerisi yoktur, ancak biraz şans, biraz kararlılık ve biraz da Aldonza (artık Don Kişot'a sempati duymaktadır) ve Sanço'nun yardımlarıyla katırcıları yenilgiye uğratır. Hepsi baygın bir halde yere yığılırlar.
2. Perde
Kavgadan çıkan gürültü hancıyı uyandırır. Hancı gelir ve kibarca Don Kişot'tan burayı terk etmesini ister. Don Kişot verdiği rahatsızlık için hancıdan özür diler. Ama kendisini şövalye yapacağına dair verdiği sözü ona hatırlatır. Hancı sözünü tutar. Don Kişot katırcılara yardım etmesi gerektiğini söyler. Hala kendisine Dulcinea denilen Aldonza buna çok şaşırır. Ancak Don Kişot ona şövalyelik kurallarına göre yenilgiye uğramış bir düşmana yardım edilmesi gerektiğini anlatır. Bunun üzerine Aldonza da onlara yardım etmeyi kabul eder. Çabalarının karşılığında Aldonza katırcılardan dayak yer, tecavüze uğrar ve onlar tarafından handan kaçırılır .Don Kişot, küçük odasında huzur içinde son zaferini ve hancıdan aldığı unvanı düşünmektedir. Aldonza'ya olanlardan haberi yoktur. Tam bu noktada, Don Kişot oyunu şiddetli bir şekilde kesilir. Engizisyon subayı zindana gelir ve yargılanmak istemeyen bir mahkumu sürükleyerek götürür. Dük Cervantes'i korku dolu bakışlarından dolayı eleştirir ve gerçekle yüzleşmeye cesareti olmamakla suçlar. Bu davranışa karşılık Cervantes kendi idealizmini tutkulu bir şekilde savunur. Cervantes'in oyunu kaldığı yerden devam eder.Don Kişot ve Sanço handan ayrılırlar ve yolda bir çingene çetesiyle karşılaşırlar. Çingeneler Don Kişot'un saflığından faydalanıp ikilinin her şeyini çalarlar. İkili mecburen hana geri döner. Hancı onları içeri almak istemez. Fakat en sonunda onlara acır ve içeri alır. Aldonza morluklar içinde gözükür. Don Kişot onun intikamını alacağına yemin eder, ancak kız sinirli bir şekilde onu tersler ve kendisini artık rahat bırakması için ona yalvarır. Aniden bir başka şövalye içeri girer. Don Kişot'un ölümcül düşmanı 'Büyücü' bu sefer kendisini 'Aynaların Şövalyesi' olarak tanıtır. Aldonza'ya hakaretler yağdırır. Bunu üzerine Don Kişot ile kavgaya girişirler. 'Aynaların Şövalyesi' ve onun hizmetkarları üstünde aynalar bulunan büyük kalkanlar taşımaktadır ve onları Don Kişot'a doğru tuttuklarında güneşin göz kamaştırıcı ışığı onun gözünü alır.Saldırgan Şövalye onunla alay eder ve Don Kişot'u kendisini dünyanın onu gördüğü şekliyle, yani aptal ve deli bir adam olarak, görmesi için zorlar. Don Kişot yere yıkılır ve ağlamaya başlar. Aynaların Şövalyesi miğferini çıkarır ve gerçek kimliğini gösterir. O aslında Dr. Carrasco'dur ve Alonso Quihana'yı tedavi etmek için düşündüğü son yol budur. Cervantes hikayenin böyle bittiğini söyler. Ancak buraya kadar hikayeyi tamamlayabilmiştir. Ama mahkumlar hikayenin sonundan pek tatmin olmazlar ve el yazması metni yakmaya hazırlanırlar. Bunun üzerine Cervantes son bir bölüm eklemek için kendisine bir şans daha verilmesini ister. Şimdi Alonso Quijana'nın yatak odasındayızdır. Kendisi komada yatmaktadır. Antonia, Sanço, kadın kahya, rahip ve Carrasco hepsi oradadır. Sanço Quijana'yı neşelendirmeye çalışır. Alonso Quijana en sonunda uyanır ve sorulduğu vakit gayet aklı başında olduğunu, şövalye günlerini belli belirsiz bir hayal olarak hatırladığını söyler. Ölmek üzere olduğunu bilmektedir ve rahipten vasiyetini oluşturmak için yardım etmesini ister. Quijana vasiyetini yazdırmaya başladığı sırada, Aldonza içeri girer. Don Kişot'u ziyarete gelmiştir çünkü Dulcinea dışında başka biri olmayı daha fazla kaldıramadığını fark etmiştir. Alonso Quihana yani Don Kişot onu tanımayınca, kız Dulcinea şarkısını ona söyler ve 'The Impossible Dream''in sözlerini hatırlatmaya çalışır. Birden her şeyi hatırlar ve yatağından kalkar. Hemen zırhını ve kılıcını ister, yeniden yola koyulacaktır.Ancak çok geçtir. Şarkının ortasında inleyerek yere yıkılır ve ölür. Ancak Aldonza Don Kişot'a o kadar inanmıştır ki, Don Kişot ona göre sonsuza dek yaşayacaktır. Sanço kıza kendi adıyla hitap edince, Aldonza kendisine Dulcinea denmesini ister. Engizisyon Cervantes'i duruşmaya götürmek için gelir. Mahkumlar onu suçsuz bulmuşlardır ve el yazması metnini geri verirler. Bu metin onun daha tamamlanmamış olan romanı 'Don Quixote de la Mancha'nın (Mançalı Don Kişot) metnidir. Cervantes ve uşağı cesur bir şekilde yakınlaşan duruşmaya gitmek için asma köprüye benzer merdivenlerden yukarıya çıkarken, mahkumlar hep bir ağızdan The Impossible Dream'i seslendirirler.
DON KİŞOT | SUAT ARIKAN , H.RIZA MURAT GÖKSU |
SANCHO | A.ÇAĞRI KÖKTEKİN , YÜCEL ÖZEKE |
ALDONZA | ŞEBNEM AĞRIDAĞ USANMAZ , RUHSAR ÖÇAL |
HANCI | GÖKÇE ŞENYÜZ , BARBAROS B. TAŞTAN |
RAHİP | O.SERKAN BODUR |
DR.CARRASCO | A.MURAT ERENGÜL , C.REHA GÜN |
ANTONİO | BETÜL GÖRGÜLÜ |
KAHYA KADIN | ÖZLEM ABACI , NURSEL DİNLER |
MARIA(HANCININ EŞİ) | EDA ERDAŞ , NESLİŞAH PEKİN |
FERMİNA | BETÜL GÖRGÜLÜ |
BERBER | ENGİN YAVUZ |
ENGİZİSYON SUBAYI | A.HAYDAR TAŞ , UTKU BAYBURT |
PEDRO | CENGİZ ARSLAN |
ANSELMO | M. REHA KORMAN |
JOSE | HAKAN CEYHAN |
PEKO | FATİH ÇAKMAK |
JUAN | ONUR ERTÜR |
TENORIO | UTKU BAYBURT |
KADIN MAHKUMLAR | EDA ERDAŞ , ÖZLEM ABACI , NURSEL DİNLER |
NESLİŞAH PEKİN , EZGİ ALDEMİR , HİCRAN AKIN | |
KATIRCILAR | O.SERKAN BODUR , HAKAN CEYHAN , A.MURAT ERENGÜL |
ONUR ERTÜR , C.REHA GÜN , M. REHA KORMAN | |
GÖKÇE ŞENYÜZ , BARBAROS B. TAŞTAN , ENGİN YAVUZ | |
FATİH ÇAKMAK , CENGİZ ARSLAN , M.ÜNLÜ İREN | |
KADRİ AKARSLAN , UTKU BAYBURT , EROL GEDIK | |
DELİ KIZ | EZGİ ALDEMİR |
ORKESTRA ŞEFİ | MURAT KODALLI |
SAHNEYE KOYAN | H.RIZA MURAT GÖKSU |
DEKOR | ADNAN ÖNGÜN |
KOSTÜM | GİZEM BETİL |
IŞIK | METİN KOÇTÜRK |
11.02.2013 Pazartesi | 20:00 | FULYA SANAT |
İstanbul Devlet Opera ve Balesi Beşiktaş Fulya Sanat |
Adres | Dikilitaş Mah.Hakkı Yeten Cad. No:10-D |
Fulya/Beşiktaş/İSTANBUL | |
Telefon | 0212 215 60 37-38 |