Sağlık Bakanlığı Gezi Parkı olaylarında “hukuka aykırı olarak yetkisiz ve kontrolsüz revir adı altında sağlık hizmetleri verdikleri ve amaçları dışında faaliyet gösterdikleri” iddiasıyla Ankara Tabip Odası yönetim kurulu ve diğer organlarının görevden alınması için dava açmıştır.
Ülke tarihinin gördüğü en büyük ve en önemli kitle hareketlerinden biri olan “Gezi Parkı” olaylarında sağlık çalışanları ayrım yapmaksızın ihtiyacı olan herkese yardım ellerini uzattılar.
Onca suya, gaza, copa, tehdide, baskıya rağmen.
Sağlık Bakanımız kurulan revirlerde sağlık hizmeti vermenin hukuki olmadığını, verenler hakkında “yasal sürecin başlatılacağını” açıklamıştı.
O günlerde yaptığımız açıklamada “Sağlık çalışanları ülkenin herhangi bir yerinde herhangi bir zaman diliminde ihtiyacı olan herkese ayrım yapmadan hizmet verdiler, vermeye devam edecekler” demiştik.
Yine “Bugün bu talimatları verenler başbakan da olsalar, bakan da olsalar, vali de olsalar, emniyet müdürü de olsalar – umarız ihtiyaçları olmaz - sağlık hizmetine ihtiyaç duyduklarında bugün coplayıp kelepçeledikleri insanlardan hiçbir ayrım gözetmeksizin gerekli hizmeti alacaklarından emin olabilirler” diye devam etmiştik.
Daha öncede TBMM’de kabul edilen Torba Yasa ile hekimlik yapmayı “ruhsata bağlayan”, “ruhsatsız hekimlik yapmayı” hapislik bir suç haline getiren düzenlemelerden sonra geldiğimiz yer Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu ve Onur Kurulunun görevden alınmaları istemiyle dava açılması noktasıdır.
İyi bilinmelidir ki sağlık çalışanları bu tür baskı ve tehditlerle değil, bin yıllık etik değerler ve tıbbın evrensel kuralları ile hareket edeceklerdir.
Vicdanlara sığmayan bu dava hepimizindir.
Vicdanlara sığmayan bu davada tüm sağlık çalışanları yargılanacaktır.
Vicdanlara sığmayan bu davada Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu ve Onur Kurulunun yanında olduğumuzu yüksek sesle ifade ediyoruz.
Umarız bu dava ile ülke tarihine utanç duyulacak bir sayfa daha ilave edilmez.
İstanbul Dişhekimleri Odası
Yönetim Kurulu