Dünya Dişhekimliği Birliği (FDI) tarafından oral hastalıkların görülme sıklığını azaltmak adına farkındalığı arttırmak ve kişileri, aileleri, toplumları ve hükümetleri oral sağlığı dolayısıyla da sağlıklı bir yaşamı sağlamaya teşvik için 20 Mart, Dünya Oral Sağlık Günü olarak kabul edilmiştir. FDI üyesi olan 150’ye yakın ülke çeşitli etkinlikler ile bugünü Dünya Oral Sağlık Günü olarak kutlamaktadır.
NEDEN 20 MART DÜNYA ORAL SAĞLIK GÜNÜ?
Dünya Dişhekimleri Birliği (FDI) dünya genelinde nezleden sonra ikinci en yaygın hastalık olan diş çürüğü ve dişeti hastalıklarını kontrol altına almak ve ağız diş sağlığı hakkındaki toplum bilincini arttırmak anlamıyla 20 Mart gününü Dünya Oral Sağlık Günü olarak ilan etmiştir. 20 Mart Dünya Oral Sağlık Günü; bireylerin, ailelerin, toplumların ve hükumetlerin ağız ve diş sağlığının dolayısıyla sağlıklı bir yaşamın farkındalığını oluşturmak amacıyla ve dünya genelinde FDI üyesi olan 150’den fazla ülkede kutlanan önemli bir gündür.
Ülkemizde yapılan araştırmalar ne yazık ki diş çürüğü ve diş eti hastalıklarının toplumda çok yaygın olduğunu ve farklı yaş gruplarında ortalama çürük+dolgulu diş+çekilen diş sayısının 6.3 iken, 60 yaş ve üzerindeki bireylerde çekilmiş diş sayısının 23, 65 yaş ve üstü bireylerde de total dişsizlik oranının % 67 düzeyinde bulunduğunu göstermektedir.
2011 yılında yayınlanan Birleşmiş Milletler Siyasi Deklarasyonunda; yılda 36 milyon insanın ölümüne sebep olan bulaşıcı olmayan hastalıklar (kardiyovasküler hastalıklar, diabet, solunum yolu hastalıkları, kanserler) ile ağız ve diş sağlığını etkileyen hastalıkların aynı risk faktörlerini taşıdığı, dolayısıyla ağız ve diş sağlığının korunmasının genel sağlığımızın da korunmasının en önemli ve birincil koşulunu oluşturduğu sonucuna varılmıştır.
7,2 milyon diyabetli hastanın olduğunun bilimsel çalışmalar ile ortaya konulduğu ülkemizde son 10 yıl içerisinde bu hastalığın %100 artış gösterdiği ve bu nedenle de Avrupa da en yüksek hasta sayısı olan ikinci ülke olduğumuz bilinmektedir. Kan şekeri yüksekliği ve vücudun savunma sistemini baskılayıcı etkisi nedeniyle diyabet, ağız ve diş sağlığını en fazla bozan hastalıklar grubu içerisinde yer almaktadır.
Yapılan çalışmalar ile 35 yaş üstü diyabetli hastalarda dişeti hastalıklarının oranının % 80-90’lara ulaştığını, “Tip 1” diyabetli çocuk ve gençlerde diyabetli olmayanlara göre diş eti hastalıklarının 6-7 kat daha yüksek bulunduğunu bu nedenle, diş eti hastalıklarının diyabetin önemli komplikasyonlarından olarak nitelendirildiği belirtilmektedir. Öte yandan diyabetli hastalardaki yetersiz ağız-diş sağlığının kan şekerinin kontrolünü ve HbA1c düzeyini olumsuz olarak etkilediğini, dolayısıyla her 2 hastalığın da karşılıklı etkileşim içerisinde bulunduğu ifade edilmektedir.
Unutulmamalıdır ki;
Diş çürüğü ve dişeti hastalıkları; üst solunum yolu hastalıklarından zatürreye, diyabetten kardiyovasküler hastalıklara ve hatta erken doğum ve düşüklere kadar birçok hastalığın tetikleyicisidir.
Diş çürüğü ve dişeti hastalıkları önlenebilir, engellenebilir ve yönetilebilir hastalıklardır.
Oral sağlık olmadan genel sağlıklılığın olması mümkün değildir.
TÜRKİYE’DE AĞIZ-DİŞ SAĞLIĞI
Dişhekimine gitme sıklığı yılda 0.9. Bu oran Batı ülkelerinde yılda 5
Bir yılda, kişi başına düşen diş fırçası sayısı sadece 0.94
Kişi başına düşen diş macunu miktarı ise yılda sadece 110 gram
5-9 yaş arasında süt ve daimi dişlerde ortalama çürük+dolgulu diş+çekilen diş sayısı 5.2
Çekilmiş diş sayılarına gelince tablo ürkütücü... 40-49 yaş grubunda 7; 50-59 yaş grubunda 13, 60 yaş ve üstünde ise; 23
65 yaş üstü bireylerin ağzındaki dişsizlik oranı yüzde 67
BİRÇOK HASTALIĞIN NEDENİ AĞIZ DİŞ HASTALIKLARIDIR!
Dişeti hastalıkları kardiyovasküler hastalık riskini artırır.
Diş çürüğü ve dişeti hastalıkları erken doğuma ve düşük kilolu bebek doğumlarına yol açabilir.
Diyabet ve Sjögren gibi tükürük akış hızını etkileyen sistemik hastalıklarda, Tükürük eksikliğine bağlı ağız kuruluğu diş çürümelerine sebep olmaktadır.
Ağız bakterileri ile kalbin iç duvarının enfekte olması anlamına gelen endokardit bağlantılıdır.
Dişeti hastalıkları diyabet komplikasyonları yaratabilir.
Şeker hastalığı yaraların geç iyileşmesine ve dişeti hastalıklarının daha kötüye gitmesine sebep olabilir.
Ağızdaki koku; düşük kan şekerinin habercisi olabilir.
Kızamık, yanak içerisindeki karakteristik beneklerle kendini gösterir.
Tüberküloz dil yüzeyinde ve ağız dokularında ülser yapabilir.
Tetanoz çene kaslarının kilitlenmesine sebep olur.
C vitamini eksikliği olan iskorbüt, şişmiş ve kanayan dişeti ile diş kaybına neden olur.
Bulimia sıklıkla diş yapısında gastrik asit nedeniyle aşınmaya sebep olur.
Stres ve psikolojik bozukluklar; diş gıcırdatma, diş sıkma ve eklem problemlerine yol açabilir.
Hamilelik sırasında frengi, fetusta diş ve damak bozukluklarına neden olabilir.
Lösemi ağız ülserine yol açar.
Ağız enfeksiyonları zatürre olma riskini artırır.
Ağız, mide ülseriyle ilişkili bakterilere depo görevi görebilir.
Dişeti hastalıkları noma hastalığının başlangıcı anlamına gelebilir.