Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul Ve Esaslara Dair Tebliğ (2010/1)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ 26.07.2014 tarih ve 29072 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Buna göre aşağıdaki değişiklikler yapılmış olup, her iki tebliği arasındaki diğer ayrıntılar da ekli tabloda belirtilmiştir.
1- Primin belirlenmesine ilişkin hükme 2011 yılında eklenen “İhbarın gerçekleştiği ancak tazminatın ödenmediği durumlarda herhangi bir indirim veya zam uygulanmaz.” Cümlesi kaldırılmış. Onun yerine tazminat ödemesi yapılmasa da “muallak hasar” durumunun primin belirlenmesine etki edebileceği düzenlenmiştir.
Ayrıca, olası tereddüt ve farklı uygulamaların giderilmesi amacıyla, izin ve benzeri sebeplerle çalışmayan kişinin göreve dönüşünde görevden ayrıldığı andaki basamaktan işlem yapılması gerektiğine ilişkin hüküm getirilmiştir.
2- Birden çok yerde mesleki faaliyette bulunulmasının birden çok sigorta yaptırılmasına sebep olmayacağı, hepsi için tek poliçe düzenleneceği ve sigorta ettiren sıfatının tabip/diş tabibine ait olacağı belirtilmiştir.
3- Sigorta Bilgi Merkezinin sigorta yaptırmayanları saptadığında Sağlık Bakanlığının yanı sıra Hazine Müsteşarlığına bildirmesi zorunluluğu kaldırılmış; sadece Bakanlığa bildirimle yetinilmiştir. Ayrıca bu saptamanın yapılabilmesi için Bakanlık veri bankasına erişim sağlayacaktır.
4- Tabip/diş tabibinin birden çok yerde mesleki faaliyet yürütmesi halinde tek poliçe düzenlenmesi, artırılmış prim uygulanması ve kurum katkılarının paylaşımına ilişkin kurallar belirlenerek sigorta şirketlerinin her bir faaliyet için ayrı poliçe tanzimi gerektiğine ilişkin tezleri ortadan kaldırılmıştır.
Bu düzenlemeye göre; kamuda görevli bir tabip/diş tabibinin muayenehanesinin de bulunması ya da özel bir sağlık kuruluşunda da çalışması halinde ödeyeceği primin en çok %35 artırılması mümkün olacaktır. Örneğin; 300 TL prim yerine ikinci çalışmanın da varlığı sebebiyle 400 TL prim belirlenebilir. Bu primin 100 lirasını kamu, 100 lirasını özel sağlık kuruluşu, kalan 200 lirasını ise tabip/diş tabibi ödeyecektir.
Düzenlemede mesleki faaliyetlerin artması halinde prim artışı öngörülmekte ancak azalması halinde herhangi bir prim iadesi yapılmayacağı belirtilmiştir. Ancak hakkaniyet gereği, faaliyet artışı sebebiyle yapılan %35’e kadar prim artışının faaliyetin azalması halinde düşürülmesi gereklidir.
5- Hastane acil servislerinde görevlendirilen tabiplerin poliçelerinin 2. Risk grubundan düzenleneceği belirtilmiştir. Ancak bu görevlendirmeler genellikle günlük/haftalık/aylık şekilde geçicidir. Uzmanlığı sebebiyle farklı risk grubunda bulunan tabibin acilde görevlendirilmesinde 2. risk grubundan poliçe düzenlenmesinin usulü tam olarak anlaşılamamıştır.
6- Poliçe kapsamı ifadesi ve eklenen diğer hükümler uyarınca tabip/diş tabibinin çalıştığı herhangi bir yerin değil, mesleki faaliyetinin tamamının kapsamda olduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca, kamu sağlık kurumlarında görevli tabip ve diş tabipleri için düzenlenen poliçenin bütün kamu sağlık kurumlarında ve her bir biriminde geçerli olduğu; aile hekimlerinin acilde görevlendirilmeleri sebebiyle de ayrı bir poliçe düzenlenmesine gerek olmadığı belirtilmiştir.
7- Kasten meydana getirilen ya da alkol ve uyuşturucu tesiri altında mesleki faaliyet icrası sebebiyle verilen zararlar teminata dahil edilmiş; bu sebeple ödenen tazminatın sigortalıya rücu edileceği düzenlenmiştir. Böylece hasta yararına bir düzenleme yapılmıştır.
İnsani görevin yerine getirilmesi dışında mesleki faaliyet, sigorta teminatı bakımından, sigorta yaptıran kuruluşların faaliyet alanlarıyla sınırlanmıştır.
8- Önceki düzenlemede teminat dışı bırakılmış olan kasıtla veya alkol/uyuşturucu etkisinde mesleki faaliyet sebebiyle verilen zararlar teminata dahil edilmiş ancak ödenen tazminatın rücu edileceği belirtilmiştir.
Ayrıca zeyilname yapılmasını gerektiren durumların (birden çok yerde mesleki faaliyet gibi) bildirilmemesi halinde eksik prime oranlanan tazminat tutarının da rücu edileceği düzenlenmiştir.
9- Önceki düzenlemede mevcut olan sigortacının cayma hakkına ilişkin hükümler, zorunlu sigorta olması hususu gözetilerek, kaldırılmış; prim farkı isteyebilme imkânı tanınmıştır.
10- Sözleşme süresince sigortalının rizikoyu ağırlaştırıcı iş ve faaliyette bulunmaması gerektiğine ilişkin düzenleme korunurken böyle bir durumda sigortacının fesih hakkını belirten kurallar kaldırılmıştır. Zorunlu sigortada sigortacının fesih ve cayma hakkının olmaması gerektiğinden bahisle düzenlemede sigortacının prim farkı isteyebileceği öngörülmüştür.
11- Sigortacının aczi sebebiyle sigorta ettirenin sözleşmeyi feshine imkân veren durumlar ifade edilmiş; öncekinden farklı olarak sigorta ettirenin fesih halinde teminatsızlığa yol açmaması (başka bir sigortacıyla poliçe düzenlemesi) gerektiği ayrıca belirtilmiştir.
Tebliğ karşılaştırma tablosu için tıklayınız…