Bir facia da İstanbul’dan,
Bu defa da otuz ikinci kattan eksi beşinci kata
Anlı şanlı rezidans inşaatında on yitik can.
Kimi okul masrafları için, kimi düğün masrafları için, kimi kızının tedavi masrafları için, kimi üç ay sonra doğacak bebeğinin masrafları için, gözünü para hırsı bürümüş inşaat firmalarının, taşeronların elinde her türlü güvenlikten yoksun çalıştırılan insanlar.
Günde ortalama dört kişinin yaşamını yitirdiği iş cinayetleri...
Artık kitlesel ölümleri getiren hukuksuzluklar...
Kazanın nedenine ilişkin açıklamalar yapılacaktır önümüzdeki günlerde, ancak çok net olan şu ki sorumlular; çalışma yaşamını güvencesizleştirenler, taşeron çalışmayı derinleştirenler, işçi sağlığı ve iş güvenliğini hiçe sayanlardır.
Deprem bekleyen şehrin toplanma yeri ilan edilen neredeyse tüm açık alanlarını yapılaşmaya açanlardır.
İnşaat şirketinin sahibi diyor ki; “İş güvenliklerine rağmen çalışanlar dikkatsiz”...
İnşaat şirketinin sahibi diyor ki; “sektörel vakalardır”...
Nasıl da “madenciliğin fıtratında var” cümlesine benziyor!
Daha beş ay önce müfettiş raporlarında “işçiler o riskli alanda çalıştırılırken hiçbir eğitim verilmiyor, önceden hiçbir şey test edilmiyor” yazıyor.
“Sektörel vakalardır” öyle mi?
Peki devletimiz ne diyor?
İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda hiçbir önlem almayan devlet ölenleri hemen “şehit” olarak niteliyor.
Hesap vermemek için, sorumluluklarını unutturmak için.
Hiç kimse istifa etmeyi aklına bile getirmiyor.
Çalışma yaşamındaki kazalar kader değildir!
İş kazaları önlenebilir!
İş kazaları durdurulabilir!
Yaşamını yitirenlerin acısını yüreklerimizde taşıyor, sorumluların bir an evvel hesap vermesini bekliyoruz.
İstanbul Dişhekimleri Odası
Yönetim Kurulu