Çıkartılan onca yasa kâr etmedi, Sıra İç Güvenlik Paketinde.Getirilmek istenen ve günlük hayatımızı doğrudan etkileyecek düzenlemelerle Türkiye biraz daha yaşanır bir ülke olmaktan çıkartılacak. Polis Devleti olmaya bir adım daha yaklaşacak.
Neler getirilmek isteniyor?
Savcı ve hakim yetkisinde olan "durdurma" ve "arama" kararı mülki amire ve onun görevlendireceği polise devrediliyor.
Mevcut yasalara göre yargıya bırakılmış "gözaltı yetkisi" suçüstü hallerinde polise veriliyor.
Polisin silah kullanma yetkisi yargısız infaz olaylarını artıracak ölçüde genişletiliyor.
Yüzlerini tamamen ya da kısmen örtenlere hapis cezası getiriliyor.
Acil durumlarda hakim kararı olmaksızın alınan dinleme kararının hakim tarafından onaylatılması için gereken süre 24 saatten 48 saate çıkarılıyor.
Valilere, polise suçun aydınlatılması, faillerinin bulunması için emir verme yetkisi ile kamu düzeni ve güvenliği ile kişilerin mal ve can emniyetini sağlamak için kamu kurumlarının araç ve personelini kullanma yetkisi veriliyor.
Ve bu paketi Özgürlükleri Koruma Paketi olarak adlandırıyorlar.
Toplumsal muhalefetten korkuyorlar.
Her karşı çıkışı, her muhalefeti, her gösteriyi gaz, cop, su üçlemesi ile karşılıyorlardı; demek ki yetmedi.
Korkarız bunlar da yetmeyecek.
Ölçüsüz aşağılama, ölçüsüz ötekileştirme, ölçüsüz öfke dili, ölçüsüz kutuplaştırma sonucudur geldiğimiz yer.
Biraz hoşgörü, biraz empati, biraz yumuşama, biraz sükunet olsa, biraz da toplumdan gelen seslere kulak kabartılsa farklı bir noktaya gidilecek.
Oysa mesele demokrasinin evrensel ilkelerine uymaktır.
Oysa mesele baskıyı değil özgürlükleri hedeflemektir.
Oysa mesele olaylara göre düzenlemeler yapmak yerine evrensel hukuk ilkelerine göre düzenleme yapmaktır.
Getirilmek istenen düzenlemelerin bizi götüreceği yer çağdaş dünyadan her geçen gün uzaklaşan bir Türkiye olacaktır.
İstanbul Dişhekimleri Odası
Yönetim Kurulu